Özel HaberVideo

Büyük İsrail Projesi.. ‘Nedir’

Günümüzde belki de en çok merak edilen, İsrail’in Ortadoğu’da yaşanan olayların neresinde olduğudur.

Öyle ya Ortadoğu kaynıyor; Libya’dan Mısır’a, oradan Filistin ve Lübnan’a, derken Suriye ve Irak’a kadar uzanan Tanrı’nın İsrailoğulları’na vaat etmiş olduğu kutsal topraklarda büyük bir yangın var, üstelik Arap Baharı adıyla yanıyor.

İsrail ve ABD İran’ı hedef almış bugün mü yoksa yarın mı, ne zaman vurulacağının hesapları yapılıyor.

Eğer ki Suriye rejimi alaşağı edilip ABD yanlısı bir hükümet işbaşına getirilebilirse, önce İran’ın Lübnan Hizbullahı’yla olan bağının kesilmesi, ardından İran’ın izole edilmesi hedefleniyor yani birincil hedefleri Suriye’deki rejimi değiştirebilmek. Irak-Şam İslam Devleti(IŞİD) adıyla bilinen terör örgütü ise bu hedefe giden ve bu amaçla kurulmuş bir taşeron…

Rusya’ya gelince…

Suriye’de yaşanan savaşı lehine çevirdi, Akdeniz’de askeri üs elde etti ve şimdi ‘daha başka ne alabilirim’ hesabı içinde uzatmaları oynuyor. Bu Rusya için gerçekten tarihi bir açılım çünkü böylece Çar Deli Petro’nun iki yüz yıllık vasiyeti gerçekleşmiş oluyor.

Aynı zamanda Rusya, Molla Mustafa Barzani döneminde KDP ’ler üstünde sağladığı avantajları bugün Barzani-PYD üzerinden sürdürmeyi amaçlıyor. Rusya’nın başta Afrin olmak üzere Suriye kuzeyine ilgisi de buradan geliyor. Aynı zamanda ABD-İsrail’e karşı bir koz…

Türkiye’ye gelince…

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı kod adlarıyla Suriye’deki terör örgütlerine sınır ötesi harekat yapılıyor ancak Suriye devlet rejimiyle işbiliği kurulmuyor, aksine muhalifer destekleniyor ve bu harekatı da Özgür Suriye Ordusu adı verilen ÖSO gibi muhalif unsurlarla yapıyor.

İşte tam bu noktada akıllar karışıyor çünkü Suriye’de muhalefetin Esad rejimine karşı güçlendirilmesi İsrail’in işine yarıyor ve ABD’nin işine yarıyor ve Türkiye izlediği bu siyasetle bu iki devletin projelerine hizmet etmiş gibi algılanıyor.

Peki ya Rusya, Türkiye’nin bu tavrını bildiği halde neden harekata destek veriyor derseniz, başa söylediğim gibi Rusya alacağını aldı, iki dünya harbinde de Ortadoğu’ya açılmak istemiş ama açılamamıştı, şimdi ise açıldı,

Akdeniz kıyılarında Rusya’nın artık hem kara hem deniz hem de hava üsleri bulunuyor, üstelik kalıcı. Yani Rusya, fırsatı ele geçirmiş iken daha fazlasının peşinde…

Öte yanda…

Sıcak deniz hedefine ulaşan Rusya’nın, dört parçalı sözde Kürdistan’ın birleştirilerek tampon bir devlet kurulması  -hani şu Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)’nin kilidi olan- bu noktadan sonra işine geliyor çünkü böylesi bir tampon devlet, Asya’daki Türk dünyası ile Anadolu’nun bağı kesilebiliyor.

Yani?

Yani şu an Ortadoğu’yu büyük ve uzun bir savaş bekliyor, öyle dünya savaşı gibi değil, terör örgütleri üzerinden oynanan ve içerisine Yahudi, Hırisitiyan ve Müslüman kutsallarının da karıştırıldığı çok uzun soluklu bir savaş…

Peki, tüm bu olayların neresinde İsrail?

Şimdi bunu görebilmek için 1982 yılına gitmemiz gerekiyor; kaynağımız Dünya Siyonist Dergisi, aylardan Şubat…

1982’de Dünya Siyonist Dergisi Kivunim’de bir stratejik plan yayınlandı ; adı ‘1980’lerde İsrail için strateji’. Yazarı Oded Yınon. Fikir babası İsrail Shakak, her ikisi de İsrailoğullarından.

Yeni İsrail stratejisinin hedefinde Ortadoğu’daki Müslüman ülkeler vardı, bunu Yahudi stratejist İsrael Shahak söylüyordu, şöyle ki;

‘İsrail stratejik düşüncesinde, tüm Arap devletlerinin daha küçük parçalara bölünmesi hep tekrar tekrar görülen bir kavramdır. Örnek vermek gerekirse, Irak’ta İsrail için olabilecek en iyi şeyin; Irak’ın Şii ve Sünni devletler ve Kürt tarafının ayrılmasıdır.’

İsrail’in bu yeni stratejisinde ilk hedefi Irak’tır;

‘Bizim için Irak’ın feshi, Suriye’nin feshinden bile daha önemlidir. Irak Suriye’den daha güçlüdür. Kısa vadede İsrail’in en büyük tehdidi Irak’ın gücüdür’.

Bu hedefe giden yol İran-Irak savaşından geçiyor;

‘Bir Irak-İran savaşı Irak’ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma organize etmesine imkan vermeden çökmesine sebep olacaktır’.

Bu hedefe ulaşmak için düşünülen Irak’ı parçalamaktır;

‘Üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır: Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır’.

Parçalama stratejisinin dayandığı nokta, Müslüman coğrafyadaki etnik ve dini temeldeki farklılıklardır;

‘Araplar arasındaki her türlü çatışma kısa vadede bize yardımcı olur ve Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi önemli bir hedef olan Irak’ın parçalanması için yolu kısaltır. Osmanlı döneminde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da etnik/dini bazda bölgelere bölünme mümkündür ’.

Tevrat, bu yeni İsrail stratejisi temelinde çıkarılacak Ortadoğu savaşlarını destekliyor;

‘“Ey Babil, erden kız, in aşağı, toprağa otur… Öç alacağım, kimseyi esirgemeyeceğim… Onu durduracak büyü yok elinde, başına gelecek belayı önleyemeyeceksin. Üzerine ansızın hiç beklemediğin bir yıkım gelecek… Gençliğinden beri alışveriş ettiğin herkes kendi yoluna gidecek, seni kurtaran olmayacak.’

İncil de bu İsrail stratejisini destekliyor;

 “Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: ‘Gel’ dedi, ‘Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim’… ‘Büyük Babil, Dünya Fahişelerinin Ve İğrençliklerinin Anası’… Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar. Çünkü Tanrı, amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Öyle ki, Tanrı’nın sözleri yerine gelinceye dek krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler.’ 

Babil günümüzdeki Irak’tır…

ABD’ye gelince, o da BOP projesiyle İsrail’i destekleyecektir, şöyle ki;

‘Bölgede yapılacak adil bir düzenleme Irak’taki üç Sünni ağırlıklı bölgeyi budanmış bir devlet haline getirecektir ve bu bölgeler zaman içerisinde Akdeniz’e yönelmiş bir Büyük Lübnan’a kıyılarını kaybetmiş olan Suriye ile birleşmeye karar verebilir ki bu durumda Fenike yeniden doğmuş olur. Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanan bağımsız bir Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olacaktır’.

ABD son sözünü şöyle söyleyecektir;

‘5,000 yıllık tarihten bir diğer kirli sır da şudur: Etnik temizlik işe yarar’ .

Tevrat ve İncil’de geçen kehanetlerle Hıristiyan dünyasında inanç desteği sağlayan ABD ve İsrail Ortadoğu’da savaş arenasına böyle indi.

Konu şimdi Suriye…

Bir bakın bakalım yeni İsrail Suriye için ne düşünüyormuş:

 ‘Suriye etnik ve dini yapısına istinaden tıpkı bugün Lübnan’da olduğu gibi birkaç eyalete bölünecek ve kıyıda Şii-Alevi bir eyalet, Halep bölgesinde Sünni bir eyalet, Şam’da Kuzey komşusuna düşman olan bir diğer Sünni eyalet olacak ve Dürziler de belki bize ait olan Golan’da, mutlaka Havran’da Kuzey Ürdün’de başka eyaletler kuracaklardır. Bu gelişmeler uzun vadede barış ve güvenlik için garantör olacaktır ve bu hedef bugün bile erişebileceğimiz bir noktadadır.’

Şimdi..

Görüyoruz işte İsrail’in Müslümanlara yaptığı mezalimi kamuoyuna duyurabilmek Yenikapı’da zaman zaman protesto mitingleri düzenleniyor ve İsrail’i eleştiriliyor.

Bu gerçekten ilginç çünkü İsrail’in Filistin politikasına karşı çıkan bir hükümet niye miting yapar ki, illa bir şey yapacaksanız İsrail ilişkilerini masaya yatırırsınız, ambargoysa ambargo olur biter öyle değil mi ama olmuyor, bu yapılmıyor aksine Türkiye-İsrail ilişkileri hız kesmeden devam ediyor…

Ama şimdi benim size anlatacağım bu Filistin planını AKP duyabilse değil Yenikapı, yurdun dört bir köşesinde hop oturup hop kalkması lazım gelir ama olur mu ki dersiniz?..

İşte İsrail’in Filistin planı;

‘ÜRDÜN TASFİYE EDİLMELİ, FİLİSTİNLİLER ÜRDÜN’E GÖÇ ETMELİ’

‘Mevcut yapısı ile Ürdün’ün uzun süre var olması ihtimal dahilinde değildir ve İsrail’in hem barışta hem savaşta sürdüreceği politika mevcut rejim esnasında Ürdün’ün tasfiyesi ve yönetimin Filistin’li çoğunluğa devri yönünde olmalıdır. Irmağın doğusundaki rejimi değiştirmek aynı zamanda Ürdün’ün batısında yoğun bir Arap nüfusu olan bölgelerdeki problemin de hallolmasına sebep olacaktır”. 

‘ÜRDÜN’LE KIYI ARASINDAKİ TOPRAKLAR İSRAİL’İN OLMALI’

“Otonomi planı ve bölgesel taviz ve bölünmeler de reddedilmelidir çünkü Arap’ları Ürdün’e ve Yahudileri ırmağın batısındaki bölgelere ayırmadan bu ülkede yaşamaya devam etmek mümkün değildir.  Bölgede gerçek manada bir arada varoluş ve barış, ancak Ürdün’le deniz arasındaki bölge Yahudiler tarafından yönetildiğinde gerçekleşecektir. Araplar içinse… Kendilerine ait bir ulus ve güvenlik sadece Ürdün’de onların olacaktır’

Şimdi bu ne demek?..

Planın ana fikrine bakılacak olursa, İsrail Filistin devletinin varlığını kendi açısından tam bir beka sorunu olarak görüyor, birlikte yaşamının mümkün olmadığını ileri sürüyor. Çözüm olarak da Ürdün devletinin feshedilerek Filistinli bir yönetime devredilmesini böylece tüm Arapların Şeria Irmağının doğu yakasına sürülmesini öneriyor.

Ve burada yeni bir yönetim kurulmasını savunuyor böylece Şeria Irmağının Akdeniz’e uzanan batı yakasında hiç Filistinli kalmayacağı için tamamı İsrail toprağı oluyor.

Plan böyle işletilirse eğer, Gazze kıyı şeridi dahil bölge tamamen Filistinlilerden arındırılmış olacak, Ürdün krallığı yıkılarak yerine sürgün edilecek Filistinlilerin de yer alacağı karma bir devlet ortaya çıkmış olacak, plan bu. 

Peki bu neye yol açar?..

Plan öngörülen bu hedeflerine ulaşabilirse eğer, Akdeniz kıyılarını ele geçirmiş, Parçalı Lübnan’dan parçalı Suriye’ye el uzatmış bir İsrail devletine yol açar ki buna da Golan Tepeleriyle Fırat’ın doğusundaki PKK türevlerini ekleyip bir ayağını da Barzani’ye uzatırsanız karşınıza Tevrat’ta geçen ‘Büyük İsrail’ çıkar yani Fenike.

İşte Büyük İsrail dedikleri bu.

Unutmayınız, BOP, Büyük İsrail Planının projelendirilmiş halidir.

BOP’tan yola çıkıp geriye dönerseniz karşınıza SEVR çıkacaktır.

Durum bu.

Kitap: İsrael/Nil’den Fırat’a Devlet Oyunları

Başa dön tuşu